top of page

Amsterdam’dan Günübirlik Kaçamaklar: 10 Masalsı Rota

  • Yazarın fotoğrafı: Sabuha Öztürk
    Sabuha Öztürk
  • 2 May
  • 8 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 26 May

Amsterdam sokaklarında günlerce kaybolmak mümkün ama bazen “şehrin dışına biraz çıkayım, çevresinde ne varmış bir bakayım” hissi geliyor ya işte o noktada seni bekleyen harika rotalar var. Trenle, otobüsle ya da arzu edersen araba kiralayarak kolayca ulaşabileceğin, her biri ayrı bir tablo gibi olan bu kasabalar, köyler ve şehirler bir gününü ayırmaya fazlasıyla değer. Yel değirmenlerinden lale tarlalarına, peynir pazarlarından kanal köylerine uzanan bu 11 masalsı rota, Amsterdam gezine bambaşka bir boyut katacak :)

amsterdam civarı gezilecek yerler
Amsterdam detaylı gezi rehberimiz ve telefonunuza indirebileceğiniz pratik harita için; Amsterdam Gezi Rehberi: Gezilecek Yerler, Tavsiyeler ve İşaretli Harita göz atmayı unutmayın.

1. Zaanse Schans

Zaanse Schans
Zaanse Schans

Zaanse Schans, Amsterdam’a oldukça yakın, ama bir o kadar huzurlu ve tarihi bir yer. Buraya adım attığında, sanki zaman bir anda geriye sarıyor gibi hissediyorsun. Rüzgar değirmenleri, yeşil renkli ahşap evler, nehir kenarındaki küçük köprüler... Hollanda'nın geleneksel yaşamını bambaşka bir şekilde deneyimleyebileceğin bir köy burası. Zaanse Schans, aslında bir açık hava müzesi ama sadece müze değil, gerçekten yaşanmış bir tarih ve kültür.


Yüzyıllardır değirmenler burada dönüyor, tütün işleniyor, hatta peynirler hala geleneksel yöntemlerle yapılıyor. Burada dolaşırken, değirmenlerin gıcırtıları, küçük dükkanlardan yayılan peynir kokuları, rengarenk takunya ve hediyelik eşya satan tezgahlar seni geçmişe götürüyor.

amsterdam değirmenleri
Zaanse Schans

Zaanse Schans’ta geçireceğin bir gün, hem tarih hem de doğa açısından gerçekten unutulmaz olabilir. İlk olarak, klasik Hollanda rüzgar değirmenlerini gezebilirsin. Hem eski değirmenleri keşfederken nasıl çalıştıklarını öğrenebilir, hem de peynir yapım atölyelerine katılarak ünlü Hollanda peynirlerini nasıl yaptığını görebilirsin. Eğer daha da geleneksel bir deneyim istersen, ahşap takunya yapımını izleyebilir ve belki de kendin bir tane yapmayı deneyebilirsin. Zaanse Schans, doğal güzellikleriyle de göz dolduruyor; göl kenarında sakin bir yürüyüş yaparken, etraftaki huzurlu manzaranın tadını da çıkarabilirsin. Eğer farklı bir perspektiften keşfetmek istersen, bir tekne turu ile bölgenin doğal güzelliklerini başka bir açıdan görebilirsin. Son olarak, Zaanse Schans’ta dolaşırken, el yapımı hediyelikler ve geleneksel ürünler alabileceğin pek çok dükkan bulunuyor. Burada yerel takunya, peynir veya el sanatları almak, hem tatilin hem de hatıraların için harika olacaktır.


Tüm etkinlikler ve turlar için buraya göz atabilirsin.


2. Keukenhof Bahçeleri (Lisse)

Keukenhof Bahçeleri
Keukenhof Bahçeleri

Keukenhof Bahçeleri, bir rüyanın gerçek olduğu yer gibi! Eğer ilkbaharda Hollanda’ya yolun düşerse, burayı mutlaka görmelisin. Amsterdam’a sadece 40 dakika uzaklıkta olan Keukenhof, adeta bir renk cümbüşü. Her yıl milyonlarca lale, tulip ve diğer çiçek türleri burada açıyor, her köşe bir tablo gibi. Farklı renklerdeki çiçekler bir araya gelerek göz alıcı bir manzara oluşturuyor ve sanki bir masalın içindeymişsin gibi hissediyorsun. Bahçeyi gezmek, doğanın en güzel halini görmek demek.

Keukenhof Bahçeleri
Keukenhof Bahçeleri

Keukenhof’un içinde yürüyüş yaparken, her adımda farklı bir güzellikle karşılaşıyorsun. Laleler öyle düzenlenmiş ki, her biri birbirinden daha canlı ve renkli. Eğer fotoğraf çekmeyi seviyorsan, burada her açıdan harika kareler yakalayabilirsin. Çiçeklerle dolu patikalarda kaybolmak ve bu huzurlu atmosferin tadını çıkarmak, gerçekten unutulmaz bir deneyim olacak. Çiçek düzenleme atölyeleri, özel sergiler ve gösterilerle bahçede geçirdiğin zamanı çok daha özel hale getirebilirsin. Keukenhof, sadece bir bahçe değil, doğanın en zarif şekilde sunulduğu bir sanat galerisi gibi.


Tüm etkinlikler ve turlar için buraya göz atabilirsin.


3. Volendam

Volendam
Volendam

Volendam, Hollanda’nın en şirin köylerinden biri ve burası adeta bir zaman yolculuğuna çıkıyormuşsun gibi hissettiriyor. Amsterdam’dan sadece 30 dakika mesafede olan bu balıkçı kasabası, geleneksel Hollanda yaşamını tam anlamıyla yansıtan bir yer. Dar sokaklar, renkli ahşap evler ve kocaman balıkçı tekneleriyle Volendam, Hollanda’nın eski ruhunu hala taşıyor. Biraz yürüyüş yaparak bu şirin kasabayı keşfetmek, sanki bir masalın içinde kaybolmak gibi.

Volendam
Volendam

Volendam’ın limanı, şehri gezmeye başlamak için harika bir nokta. Burada balıkçılar hala günlük taze balıklarını satıyorlar ve bu taze balıkları denemek, gerçekten Volendam deneyiminin bir parçası. Eğer geleneksel Hollanda kıyafetlerini giymek istersen, buradaki dükkanlardan çok sevimli takunya ve el yapımı giysiler alabilirsin. Volendam, aynı zamanda çok güzel kafelere ve restoranlara da ev sahipliği yapıyor. Göl kenarındaki bir kafede oturup, manzarayı izlerken taze deniz ürünlerinin tadını çıkarabilirsin. Burada dolaşırken kendini gerçekten farklı bir dünyada gibi hissediyorsun. Her köşe, Hollanda’nın geçmişini, kültürünü ve sıcak atmosferini hissettiren bir parça sunuyor.


Tüm etkinlikler ve turlar için buraya göz atabilirsin.


4. Giethoorn

Giethoorn
Giethoorn

Giethoorn, sanki gerçek dünyadan kopmuş, kartpostallardan fırlamış bir köy gibi. Hollanda'nın kuzeyinde yer alan bu minicik yerleşim, “Hollanda’nın Venedik’i” olarak biliniyor ama bana sorarsan, burası Venedik’ten bile daha huzurlu. Çünkü burada arabalar yok! Evet evet, arabaların yerini tekneler almış. Kanallar boyunca sıralanmış çatılı evler, çiçeklerle süslenmiş bahçeler ve su üstünde süzülen sessiz kayıklar… Her şey öylesine sakin ve yavaş ki, insanın içi ferahlıyor. Eğer kalabalıklardan uzaklaşıp gerçekten nefes almak istiyorsan, Giethoorn tam bir kaçış noktası.

Giethoorn
Giethoorn

Köyü keşfetmenin en güzel yolu, küçük bir kayık kiralayıp kanallar arasında gezinmek. Yol boyunca su üstünden geçen taş köprüler, bahçelerinde kitap okuyan insanlar ve ördek sesleri eşliğinde, saatlerin nasıl geçtiğini fark etmiyorsun bile. Yürümeyi tercih edersen, daracık patikalarda yürürken etrafındaki manzaraya hayran kalmamak elde değil. Köyde minik müzeler, sanat galerileri ve tatlı kafeler de var. Yani hem doğayla baş başa kalabiliyor hem de tatlı sürprizlerle dolu bir gün geçirebiliyorsun. Kısacası Giethoorn, gürültüsüz, sakin ama büyüleyici bir deneyim arayan herkesin bayılacağı bir yer.


Tüm etkinlikler ve turlar için buraya göz atabilirsin.


5. Haarlem

Haarlem
Harleem

Haarlem, Amsterdam’ın gölgesinde kalmış ama aslında keşfedilmeyi fazlasıyla hak eden, zarif ve tarihi bir şehir. Üstelik trenle sadece 15-20 dakikalık mesafede! Ama bir kez vardığında, büyük şehir kalabalığından sıyrılıp çok daha huzurlu, yerel ve samimi bir atmosfere adım atmış oluyorsun. Şehrin merkezi, birbirinden güzel eski binalarla çevrili ve Grote Markt adı verilen meydan, Haarlem’in kalbi gibi. Kafeler, sokak müzisyenleri, küçük dükkanlar... Hepsi bir araya gelince sıcacık bir Avrupa şehri ruhu ortaya çıkıyor.

Haarlem
Haarlem

Haarlem’in sokaklarında yürümek bile başlı başına keyifli. Kanallar Amsterdam’daki kadar kalabalık değil ama aynı derecede güzel. Özellikle Spaarne Nehri çevresi yürüyüş için birebir. Eğer sanatla ilgileniyorsan, Frans Hals Müzesi mutlaka uğranmalı. Moda, tasarım ve ikinci el butiklerle dolu daracık sokaklar da alışveriş severler için bir cennet. Ve tabii ki karnın acıkırsa, şehrin yerel kafelerinde taze waffle ve kahveyle küçük ama mutlu bir mola verebilirsin. Haarlem, küçük bir şehir olmasına rağmen karakteri büyük; rahat ama şık, sakin ama asla sıkıcı değil.


Tüm etkinlikler ve turlar için buraya göz atabilirsin.


6. Utrecht

Utrecht
Utrecht

Utrecht, Amsterdam’ın biraz daha az bilinen ama kesinlikle bir o kadar güzel kuzeni gibi. Hollanda’nın ortasında yer alan bu şehir, tarih, gençlik enerjisi ve sakinlik arasında mükemmel bir denge kurmuş. İlk bakışta seni etkileyen şey, kanalların iki seviyeli oluşu oluyor. Alt katta kafeler, kitapçılar ve teraslar var — yani kanal seviyesinde oturup kahveni yudumlayabilir, geçen tekneleri izlerken tatlı bir gün geçirebilirsin. Yukarısı ise yürüyüşlük alanlar, dükkanlar ve tarihi yapılarla dolu. Bu iki katlı şehir yapısı, Utrecht’e gerçekten özgün bir hava katıyor.

Utrecht
Utrecht

Şehrin kalbi olan Dom Kulesi, seni biraz zorlayacak ama eğer çıkarsan yukarıdan manzara muhteşem! Tarihi sokaklarında yürürken ortaçağdan kalma detaylara rastlamak mümkün ama bu tarihi hava, şehirdeki genç nüfusun enerjisiyle öyle güzel harmanlanmış ki, ne çok turistik ne de sıkıcı oluyor. Utrecht aynı zamanda bir üniversite şehri olduğundan bol bol bisikletli, kitap taşıyan öğrenciler göreceksin; bu da şehre dinamik bir hava katıyor. Sessizce bir kanal kenarına oturup gün batımını izlemek ya da küçük butiklerden alışveriş yapmak burada yapabileceğin en tatlı şeylerden. Yani Utrecht, büyük şehir karmaşasından uzakta ama hiçbir şeyden eksik olmayan, sıcacık bir şehir.


Tüm etkinlikler ve turlar için buraya göz atabilirsin.


7. Leiden

Leiden
Leiden

Leiden, Hollanda’nın sakin ama derin bir ruha sahip şehirlerinden biri. İlk gittiğinde insan “Burası neden bu kadar huzurlu?” diye düşünüyor, sonra yavaş yavaş anlıyorsun: Tarih var, bilgi var, doğa var… Her şey dengede. Burası aynı zamanda Hollanda’nın en eski üniversitesine ev sahipliği yapıyor, yani sokaklarda gezerken bir yandan tarihi hissederken bir yandan genç bir enerjiyi de fark ediyorsun. Kanallar, taş köprüler ve tarihi evler arasında dolaşırken sanki zaman biraz daha yavaş akıyor. Amsterdam’ın kalabalığı yok ama aynı romantik kanal manzaraları burada da seni bekliyor.

Leiden
Leiden

Leiden tam anlamıyla “sessiz bir yıldız” gibi. Müzeleri çok zengin — özellikle Naturalis Biyoçeşitlilik Merkezi, bilim ve doğa severler için mükemmel. Eğer Rembrandt’ı seviyorsan, onun doğduğu şehirde olduğunu bilmek ayrı bir tat katıyor gezine. Küçük kafelerinde oturup gelen geçeni izlemek, bisikletle kanal boyu gezmek ya da botla kısa bir tur atmak burada yapılacak en keyifli şeylerden. Ayrıca ilkbaharda, özellikle lale tarlalarına yakınlığı sayesinde, şehir çiçek kokulu bir tabloya dönüşüyor. Kısacası Leiden, fazla söze gerek bırakmayan, içine girince seni sarıp sarmalayan bir şehir.


Tüm etkinlikler ve turlar için buraya göz atabilirsin.


Bütün Amsterdam rehberlerimize göz atmayı unutmayın!

8. Alkmaar

Alkmaar
Alkmaar

Alkmaar, Hollanda’nın en keyifli, en kendine has şehirlerinden biri. Adını belki ilk duyduğunda çok heyecanlanmayabilirsin ama bir kez gidersen, o taş sokaklarına, kanallarına ve özellikle peynir pazarına aşık olman an meselesi! Burası “peynir şehri” olarak biliniyor ve her cuma kurulan geleneksel peynir pazarı tam bir görsel şölen. Beyaz kıyafetli peynir taşıyıcıları, büyük tekerlek peynirler ve tarihi meydanın o canlı havası… Sanki bir festivalin içine düşmüş gibi hissediyorsun. Hele biraz da peynir seviyorsan, zaten cennet!

Alkmaar
Alkmaar

Alkmaar sadece peynirden ibaret değil tabii. Şehrin merkezinde dolaşmak başlı başına huzur verici. Küçük butikler, kanalların üzerindeki şirin köprüler, minik kafeler... Hepsi bir araya gelince çok tatlı bir tablo çıkıyor ortaya. Ayrıca şehir, Amsterdam’a trenle yaklaşık 35-40 dakika uzaklıkta, yani günübirlik kaçamak için harika. Müzeleri, özellikle Peynir Müzesi ve Stedelijk Müzesi, çok keyifli. İstersen bisiklet kiralayıp kırsal bölgelere doğru pedallayabilir, hatta biraz ilerideki rüzgar değirmenlerini görebilirsin. Alkmaar, kalabalıktan uzak, yerel hayatı hissedebileceğin ama yine de fazlasıyla dolu dolu bir şehir. Hem tatlı hem huzurlu, tıpkı iyi bir peynir gibi!


Tüm etkinlikler ve turlar için buraya göz atabilirsin.


9. Muiden ve Muiderslot Kalesi

Muiden ve Muiderslot Kalesi
Muiden ve Muiderslot Kalesi

Muiden, Amsterdam’dan sadece yarım saat uzaklıkta ama ruhu bambaşka bir yer. Küçük, sessiz, sakin bir kasaba… Ama içinde yüzyılların hikâyesini taşıyan koskoca bir kale gizli: Muiderslot Kalesi! Bu kasabaya geldiğinde, önce dar sokaklar, yavaş akan kanallar ve minik tekneler karşılıyor seni. Sonra birden, sanki bir masal kitabının kapağını açmışsın gibi, kale beliriyor karşında. Kırmızı panjurları, kuleleri ve çevresindeki hendekle tam anlamıyla “çocukluğumun şatosu” diyebileceğin türden.

Muiden ve Muiderslot Kalesi
Muiden ve Muiderslot Kalesi

Muiderslot, 13. yüzyıldan kalma ve hala dimdik ayakta. İçeri girdiğinde, tahta zeminlerin gıcırdaması bile sana o tarihi hissettiriyor. Zırhlar, eski mobilyalar, kraliyet kıyafetleri ve gizli geçitler… Hepsi gerçek gibi değil de bir film setindeymişsin gibi. Bahçeleri de ayrı güzel; özellikle yazın çiçekler açtığında yürüyüş yapmak çok keyifli. Kale sadece tarihiyle değil, çocuklar ve büyükler için hazırlanan interaktif bölümleriyle de eğlenceli. Kısacası hem görsel olarak büyüleyici hem de çok iyi korunmuş bir tarihi hazinenin tam ortasında oluyorsun. Muiden, günübirlik kaçamak için harika; huzur, doğa ve tarih bir arada. Üstelik bir kafede oturup limandaki tekneleri izlemek bile başlı başına keyifli!


Tüm etkinlikler ve turlar için buraya göz atabilirsin.


10. Amersfoort

Amersfoort
Amersfoort

Amersfoort, Amsterdam’a çok yakın ama keşfe değer tam bir saklı güzellik. Buraya ilk adım attığında, kendini tarih içinde kaybolmuş gibi hissediyorsun. Kasabanın her köşesinde Orta Çağ’dan kalma izler var, taş döşeli sokaklar, eski surlar ve renkli evler… Burası, büyük şehirlerin gürültüsünden uzak, ama bir o kadar da huzurlu ve keyifli bir yer. Eğer tarihi seviyorsan, Amersfoort seni sarıp sarmalayacak.

Amersfoort
Amersfoort

Şehirde dolaşırken mutlaka uğraman gereken yerlerden biri Koppelpoort, ikonik bir Orta Çağ kapısı. Şehir surlarının tam ortasında yer alıyor ve bu kapıdan geçerken geçmişe doğru bir yolculuk yapıyormuşsun gibi hissediyorsun. Ardından şehrin dar sokaklarında yürüyüş yapıp, minik kafelerden birine oturup, kahveni yudumlamak harika olur. Ayrıca şehirdeki Onze Lieve Vrouwetoren Kulesi, şehri yüksekten görmek için harika bir nokta. Tüm Amersfoort’un panoramik manzarasına bakarken zamanın nasıl geçtiğini anlamayabilirsin. Eğer doğayı seviyorsan, şehir etrafındaki parklar ve yeşil alanlar da çok huzurlu. Amersfoort, büyük şehirler gibi kalabalık değil, ama yeterince canlı ve keyifli. Yani günübirlik kaçamak için ideal bir yer!


Tüm etkinlikler ve turlar için buraya göz atabilirsin.


Amsterdam’dan günübirlik kaçamaklar, şehri bir adım geriden keşfetmek ve her bir köşede farklı bir dünya bulmak için harika fırsatlar sunuyor. İster doğayla iç içe olmak, ister tarihle sarılı bir kasabada kaybolmak, her rota kendine özgü bir masal anlatıyor. Her biri sadece birkaç saat uzaklıkta olan bu yerler, Amsterdam’ın hızlı temposundan uzaklaşarak sana huzurlu bir kaçış sunuyor. Unutma, bazen en güzel anılar, küçük kaçamaklarla ve sıradışı rotalarla biriktirilir. Hangi rotayı seçersen seç, her adımda yepyeni bir keşfe hazır ol! :)

Comments


bottom of page